Komediye, maceraya ve "Cesaretin Var Mı Aşka?"
Ebru, İzmir’de okuduğu okuldan mezun olmuş, İstanbul’a doğru yola çıkmıştır. Tamer de askerlik görevini tamamladığı Manisa’dan, İstanbul’a doğru hareket etmiş, ancak otobüste karıştığı bir kavga yüzünden arabadan atılmıştır. Otostop girişimleri başarısız olunca, Tamer yaralı gibi yola yatarak bir araç durdurmayı dener. Duran araç ise görür görmez aşık olacağı, Ebrunun jeepidir.
Tamer’in birlikte kafe işlettiği çocukluk arkadaşı Hüsnü’nün başı mafyayla belaya girmiştir. Faizle aldığı borcu, şimdi neredeyse canıyla ödemek üzeredir. Borçlu olduğu Ömer’e, ortağının askerden döndüğünü ve sorunu halledeceğini söyler. Ömer Ebrunun babasıdır.
Organize Suçlar amiri olan Tamer’in babası Çetin, annesi Emine, kardeşi Sevim ve büyükbaba Bahri dört gözle Tamer’in askerden dönmesini beklemektedir. Köşeyi kısa yoldan dönmeye çalışan dayısı Şeref ise bu kez korsan cd piyasasına el atmıştır.
Ebru arabasına aldığı Tamer’in rol yaptığını anlayınca onu yolda indirecek, ancak tesadüfler İstanbul’a kadar birkaç kez karşılaşmalarına sebep olacaktır. Bu yolculuk Ebruyu çileden çıkaran bir serüvene dönüşecektir.
Ebruyu, Ömer, Elmas, Gülnaz, Soner, Neziha ve Hattuç’tan oluşan ailesi coşkuyla karşılarlar. Benzer coşkuyla karşılanan Tamer’in aklı Ebrudadır. Gizlice Ebrunun arabasına bindiğinde çantalarının karışmış olması Tamer için yeni bir şans olur.
Ancak Ebru hiç de kolay lokma değildir. Ve Tamer’i çok uğraştıracaktır. Ayrıca şu sıralarda Tamer’in uğraşması gereken başka bir sorun vardır. Ortağı Hüsnü, Ömer’in elinde rehindir ve onu kurtarması için üç saati vardır.
Temponun hiç düşmediği, komediyle, maceranın ve aşkın iç içe geçtiği Cesaretin Var Mı Aşka’nın birinci bölümü, bomba gibi bir finalle sona eriyor.